Tarihçinin ihtisası olmaz.
İhtilâlle demokrasi öğrenmek marifet değildir.
Cehaletin eyleme geçmiş hali çok tehlikelidir.
Karadenizli müteahhitler, Mısır uzmanı oldu.
Türkler olmadan bir dünya tarihi yazmak mümkün değildir.
Vergi toplayamayan devlet, devlet vasfına sâhip değildir.
Okulu bitirir bitirmez evlenip mobilyacı gezeceğinize, dünyayı gezin.
Kanuni’yi sevmek için Atatürk’e düşman olmaya gerek yok.
Öyle bir hava vardır; esaret gören kimseler, başkalarını ezmeyi sever.
Tarih kâğıtla ve sözle olmaz, coğrafyayı bilmek gerekir.
Bugün müzede düğün yapılmasına izin veren görevli, yarın müzede çamaşır yıkar.
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, zeka ve yetenek dışında her şey kabul görüyor.
Benim cahillerle işim yok, bazı cahillerin çok büyük derinlikleri olabiliyor. Ama yarı cahillere deliriyorum.
Halay bilmeyen köylü de dans bilmeyen şehirli de hayatın tadını çıkaramıyordur.
İnsanlara zorunlu dün dersi verilmeli. Yaşadıklarımızdan başka türlü ders çıkaracağımız yok çünkü.
Okumadan yapılan siyaset tehlikelidir, belediyeciliğe benzemez. Teferruatın bilinmesi gerekir.
Birileri çıkmış yakın tarih öğretilmiyor diyor. Yakın tarih değil kardeşim, çocuklara önce tarih öğretilmeli.
Türk Milleti olarak Osmanlı da biziz, Cumhuriyet de. Osman Gazi de atamız Fatih de atamız, Atatürk de.
Her nefis ölümü tadacaktır, ayetini bankalara ve makam koltuklarına yazılmalı. Tabutlara ve mezarlıklara değil.
Osmanlıca bilmeyen Tarihçiler İngilizce bilmekle övünüyor. Bre cahiller! Osmanlıca bilmeden Tarih olur mu?
Tarih çok acımasızdır. Sizler ondan yeni bir Abdülhamit beklerken, bir de bakmışsınız yeni bir Mustafa Kemal göndermiş.
Okuma özrü, gevezelik özründen geliyor. Türk toplumu konuşmayı seviyor, her şeyi konuşarak hallediyor.
Din denince neden akıllarına hep kadın ve içki geliyor. Bu ülkenin sorunu yolsuzluk, terör, tecavüz ve adaletsizlik değil mi?
Ben sana cahil olma demiyorum. Hobi olarak yine ol ama git başka ülkede ol. Bizim ortalama zaten yerlerde.
Şehadet şerbeti lafını duyduğum zaman nevrim dönüyor. Ulan bu şerbeti neden bakan, vekil, bürokrat çocukları içmiyor?
Türk kadını hiçbir şeyi kendi hakkı ile almadı. Ne bir kadın hareketi var, ne de bir eylem. Atatürk verdi. Kıymetini bilmiyor.
100 liralık benzinin 70 lirası vergi. Düşünüyorum da biraz daha zorlasak dünyanın vergiyle çalışan ilk otomobilini biz üretebiliriz.
Türkiye’de ne eksik bugün? Kültür hayatı. Kurmamışız. Atatürk sırtımızda gömlek yokken arkeolog, hititolog yetiştirdi.
Herkes kendi talihinin mimarıdır. Yaşadıkları, an be an insanı oluşturur ve arkasında bıraktıkları, farkına varmadan önüne geçer.
Hastanelerde dahiliye polikliniği var da, neden cahiliye polikliniği yok. Memleketin yarısı bu hastalıktan muzdarip.
Her şeye bulaşmayın. Bunu gazeteler çok yapıyor. Kendine göre yeni Türkiye kuruyorlar. Bok kurarsınız. Güldürmesinler adamı.
Türkiye’de yaşayıp ‘ben Türk değil, Kürt’üm’ diyebilir, ne var bunda. Şimdi o Kürt oldu diye ben mi Türklük’ten çıkacağım?
Amerikalılar tarihi iyi yapıyorlar ama tarih yazan bir geçmişleri yok. Türkler de tarih yazdı ama film çeviremiyor. Hollywood endüstrimiz yok çünkü.
Herkese yüksek tahsile kadar eğitim verirsen olmaz. Dolayısıyla bu uyduruk üniversite, uyduruk lise eğitimiyle yarı cahil bir nesil yetiştiriliyor.
Kendisi İngilizce bilmediği gibi, Türkçe de bilmiyor. Yaşadığı bir toplumun kültüründen haberi olmayan bir yazar, Nobel de alsa doğru eserler ortaya koymaz.
Türkiyeli bidon bir kavramdır. Çeviremezsiniz, bundan bir üst kimlik de yaratamazsınız. Sağa sola bakarak bu tür kavramlar kullanamazsınız.
Sabah kahvaltıyı birlikte yapamayacaksanız, iyi geceler diyemeyecekseniz, masal anlatamayacak ya da dua okuyamacaksanız, akşam yarım saat konuşmayacaksanız çocuk doğurmayın diyorum.
Gençler hem gezmeyi, hem de okumayı ihmal etmeyin. Bilmek için ikisi de lazım. Merak ettiğiniz, her şey hakkında kitap okuyun. Sadece ders kitaplarıyla gerçekleri öğrenemezsiniz.
Cahil olabilirsiniz, yarı cahil olmaya hakkınız yok.