Ne olursa olsun, insanın atalarının izini bir damga gibi taşıdığını kabul etmemiz gerekmektedir.
Bir hatayı yok etmek, çoğu zaman yeni bir doğru ya da gerçek bulmak kadar iyidir; hatta bazen daha iyidir.
Düşüncelerimizi kontrol etmemiz gerektiğini anladığımız vakit ahlaki kültürümüzün en üst noktasına ulaştık.
En zeki veya en güçlüler değil, değişime en iyi şekilde ayak uydurabilenler hayatta kalır.
Uzun insanlık (ve hayvanlık) tarihinde, iş birliği yapmayı öğrenenler ve etkili biçimde iletişim kurabilenler hayatta kalmışlardır.
Kölemiz yaptığımız hayvanları, eşitimiz olarak değerlendirmek hoşumuza gitmiyor.
Cahillik, daha sıklıkla bilgiyi değil, güveni doğurur; ısrarla şu veya bu problemin bilimle çözülemeyeceğini iddia edenler çok bilenler değil, az bilenlerdir.
Zamanının bir saatini boşa harcamaya cüret edebilen biri, hayatın değerini anlamamıştır.
Bilim ve sanat bir kuşun kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur. 'Tavuk toplum', önüne atılan bir avuç yemi gagalarken arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.
Biraz aptal olan kimseler, her şeyi göreneğe göre ya da alışkanlıkla yapmaya eğilimlidirler; ve böyle davranmaya yüreklendirilirlerse daha çok mutlu olurlar.
Yaşamak bir şölendir. Bu şölene çağrılan kimseler pek çoksa da, masaya oturmayı başaranlar pek azdır.
Yüzü kızartan suçluluk hissi değildir, başkalarının suçlu olduğumuzu düşündüğü ya da bildiği düşüncesidir.
Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik herkesi mahveder.
Bir insanın arkadaşlığı, onun değerinin en önemli ölçülerinden biridir.
Yüzyıllar ile ölçülecek kadar uzun olmayan bir zaman sonra, insanlar bütün dünyadaki yerel halkları katledecek ve onların yerini alacaktır.
Gelecek, eğer çocuklarla çevriliyse, günümüzden ne kadar da üstündür!
Gerçekleri gözlemleyen ve sonuçlar çıkaran bir çeşit makinaya dönüştüm
Bir Amerikan maymunu, brandy içerek sarhoş olduktan sonra, bir daha o şişeye dokunmaz. Bu açıdan, birçok insandan çok daha zeki olduğunu söyleyebiliriz.
Bilimsel bir insanın istekleri ve tutkuları olmamalıdır - tam bir taş kalpli olmalıdır.
Ahlaklı bir insan, geçmiş hareketlerini ve motivlerini, onların bazılarını onaylayıp, bazılarını onaylamayarak yansıtabilen kişidir.
Ben bu, her küçük değişimi, eğer ki yararlıysa koruyan prensibe, Doğal Seçilim adını veriyorum.
Eğer ki fakirlerin dramı doğanın yasalarından değil de, bizim devletlerimizden kaynaklanıyorsa, günahın en büyüğü bizimdir.
Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan... Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.
İnsan; kıllı, kuyruklu, dört ayaklı olan ve ağaçlarda yaşayan (arboreal) bir türden evrimleşmiştir.
Bütün türlerin ayrı ayrı yaratıldığını öngören bilindik iddiada, hiçbir bilimsel yan bulunmamaktadır.
Ahlaki kültürümüzün en üst noktasına, düşüncelerimizi kontrol etmemiz gerektiğini anladığımız vakit ulaştık.
Her şeyin başlangıcı, bizim için şu etapta çözülemezdir; bu sebeple ben de, olunması gerektiği gibi, bu konuda agnostik kalıyorum.
Son zamanlarda Shakespeare okumaya çalıştım ve inanılmaz derecede sıkıcı buldum; öyle ki beni kusturdu.
Bilgisizliğin verdiği güveni, bilgi hiçbir zaman verememiştir.